She was the dawn of a new day
*Yeni bir günün şafağındaydı
The crystal voice inside my head
*Kafamın içindeki kristal ses
A golden sun in past times, floating high above
*Geçmiş zamanlardaki altın güneş, çok yukarılarda süzülüyor
Looking back from now, a collection of strange days, for love
*Şimdiden geriye bakıyor, tuhaf günler koleksiyonuna, aşk için
Serpents embrace
*İblisin kucaklayışı
Darkness waiting in her eyes
*Karanlık, bakışlarını bekliyor
Serpents embrace
*İblisin kucaklayışı
She gave birth to a worm of lies
*O yalan bir solucan doğurdu
A place of shadows mourn
*Gölgelerin yasını tutan bir yerde
A soul eater - serpents embrace
*Bir ruh yiyici - İblisin kucaklayışı
Serpents embrace
*İblisin kucaklayışı
She was the dawn of a new day
*Yeni bir günün şafağındaydı
But all it brought was puresorrowful dismay
*Fakat hepsi saf ve ümitsiz korkuyu getirdi
The skysun turned black
*Gökyüzü ve güneş siyaha döndü
Nailed black as ebony
*Abanoz gibi siyaha mıhlandı
And there was no turning back
*ve oradan geri dönüş yoktu
No turning back
*geri dönüş yoktu
And at time I realized
*Zaman zaman farkettim
Everything must surely end - some day
*Herşey mutlaka sona ermeli - bir gün