I got caught out in the rain...
Dışarıda yağmura yakalandım...
With you, with you...
Seninle, seninle...
I got caught out in the rain;
Dışarıda yağmura yakalandım;
(Never fall in love again,) with you, with you, with you...
(asla tekrar aşık olmam) sana, sana, sana, sana...
It's been about a year since we last spoke,
Son konuşmamızdan beri neredeyse bir sene geçti,
And every day I thought about you, thought you oughta know, uh-huh;
Ve her gün seni düşündüm, bilmen gerektiğini, uh-huh;
What do I do with this fire inside of me? Always been you, baby, I'm
desiring...
içimdeki bu yangınla ne yapayım? Hep sendin bebeğim, arzuladığım...
I know you're no good for me, and I know you're like a drug, it's killing
me;
biliyorum benim için iyi değilsin, ve biliyorum sen ilaç gibisin, beni öldüren
But I don't wanna get my fix - No, baby, I don't wanna let you in, no-oh
Ama iyileşmek istemiyorum – Hayır, bebek, seni davet etmek istemiyorum, hayır-oh
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
Started in October, by June it was over;
Ekimde başladı, hazirana kadar sürdü
Said you're still in love, but you were tryna get over:
Aşık olduğunu söyledin, ama atlatmaya çalışıyordun
You think of me daily, picture our babies,
Hergün beni düşünüyorsun, bebeklerimizi hayal ediyorsun
Said you're tryna change, and that you wanted to save me...
Değişmeye çalıştıüını söyledin, ve beni kurtarmak istediğini...
The heat of the summer was pulling me under;
Yaz sıcağı beni içine çekiyordu
I knew I knew better, but wanted to rediscover
İyi biliyordum, ama yeniden keşfetmek istedim
Familiar feelings, and sexual healing...
Tanıdık hisleri, ve cinsel iyi hissetmeyi...
But when I hit the water, I was stuck in the deep end...
Ama suya çarptığımda, derine gömüldüm...
Doctor, doctor, something wrong with me;
Doktor, doktor, bende bir terslik var;
Again and again, still the same boy hurtin me;
Tekrar ve tekrar, aynı oğlan beni kırıyor;
I open up, let him in, it's a torturer...
Ben açılıyorum, onu davet ediyorum, o bir işkenceci...
(The sickest part is that I think I'm liking it...)
(En iğrenç kısmı ise sanırım ben de bundan hoşlanıyorum...)
Doctor, doc, why don't he leave me be?
Doktor, doktor, o neden beni bırakmıyor?
He got a knife in my back - stop turning please!
Sırtıma bir bıçak sapladı – çevirmeyi kes lütfen!
Cause I can't take no more this time;
Çünkü daha fazla katlanamıyorum bu sefer;
Never again, go on get out of my life...
Yine olmaz, devam et hayatımdan defol...
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
With you, with you, with you...
Sana, sana, sana...
(The rain, the rain...)
(Yağmur, yağmur...)
You tell me you love me, you la-la-la-love me;
Bana beni sevdiğini söylüyorsun, sen beni seviyorsun;
Boy, you don't even love you - how'd I expect you to love me?
Oğlum, sen kendini bile sevmiyorsun – beni sevmeni nasıl bekleyebilirim ki?
Was good til we lost it, I'm getting off topic...
Bunu kaybetmiş olmamız iyiydi, bu konuyu kapatıyorum...
The story hasn't ended, but just before we drop it:
Hikaye bitmedi, ama sadece önce biz onu durdurduk:
I called on the weekend, you said you were sleepin';
Haftasonu uğradım, uyuduğunu söyledin
I wanted to come over, wake you up, or just creep in...
Uğramak istedim, seni uyandırmak, yada sadece sokulmak...
Was sunny and shinin', my bike I was ridin',
Güneşliydi ve parlaktı, bisikletimi sürüyordum
Raced over to your house faster than a bolt of lightnin'...
Evine doğru yarıştım bir yıldırımdan daha hızlı
Parked on the sidewalk, but just when I looked up,
Yaya kaldırımına park ettim, ama sadece yukarı baktığımda
I saw another shadow was inside of your window;
Pencerende bir başka gölge gördüm
Scared to look further - as soon as I saw her,
Daha ileri bakmaktan korktum – onu(kadın) görür görmez
The sky turned black heard a roar of thunder...
Gökyüzü karardı bir gökgürültüsü duyuldu...
Stood on your driveway, the hair pressed to my face,
Yolda dikilidim, saçlar yüzüme doğru esti
Tried to recover, my knees were like rubber...
Toparlanmayı denedim, dizlerim lastik gibiydi
Soaked thru my T-shirt, I thought it was tears, but,
T-shirtümün içine kadar sırılsıklam ıslandım, bunların gözyaşı olduğunu düşündüm, ama,
The clouds closed in, and they pulled me under...
Bulutlar kapandı, ve beni altlarına çektiler...
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
I got caught out in the rain (the rain);
Dışarıda yağmura yakalandım (yağmura);
Never fall in love again, with you, with you, with you...
Yine aşık olmak istemiyorum, sana, sana, sana...
Rain Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Rain Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın: