I was a little boy of 9 years old
9 yaşında küçük bir çocuktum
The whole world in my hands
Tüm dünya avuçlarımdaydı
Trying to toss that ball across the yard
O topu avlu boyunca fırlatmaya çalışırdım
A game of catch with my old man
Babamla birbirimize topu atıp tutardık
He would always say I'm sorry
Hep üzgünüm derdi
Every time he had to leave
Her gitmek zorunda kaldığında
And I was much too young to understand
Ve anlayamayacak kadar gençtim
When he would say to me
Bana şöyle dediğinde
When you're young you always think
Gençken her zaman sanırsın ki
The sun is gonna shine
Güneş her zaman parlayacak
There will come a day
Bir gün gelecek
When you have to say hello to goodbye
Veda etmeye merhaba diyeceksin
Sit down son come take my hand
Otur evlat ve elimi tut
Look me in the eye
Gözümün içine bak
Take these words, promise me
Bu sözleri iyi dinle ve bana söz ver
You'll live before you die
Ölmeden önce hayatını yaşayacaksın
I was barely seventeen summer of seventy-nine
1979'un yazında neredeyse 17 yaşındayım
Already I was feeling like I was running out of time
Zamanımın tükendiğini hissetmeye başlamıştım bile
I had this girl we fell in love
Aşık olduğum bir kıza sahiptim
Or should I say that she had me
Daha doğrusu o bana sahipti
Then one fateful night changed our lives
Sonra kaderin yanımızda olduğu bir akşam hayatlarımızı değiştirdi
And made a memory
Ve bir hatıra bıraktı
When you're young you always think
Gençken her zaman sanırsın ki
The sun is gonna shine
Güneş her zaman parlayacak
There will come a day
Bir gün gelecek
When you have to say hello to goodbye
Veda etmeye merhaba diyeceksin
She laid me down she took my hand
Yanıma uzandı ve elimi tuttu
And looked me in the eye
Ve gözümün içine baktı
And just before she kissed me she said
Beni öpmeden hemen önce dedi ki
You got to live before we die, live before you die
Ölmeden önce hayatımızı yaşamalıyız, ölmeden önce hayatını yaşa
You learn to love to live
Yaşamayı sevmeyi öğrenirsin
You fight and you forgive
Kavga edersin sonra affedersin
You learn what's wrong and right
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenirsin
You live before you die
Ölmeden önce hayatını yaşarsın
I made mistakes, I caught some breaks
Hatalar yaptım, fırsatlarım oldu
But I got not regrets
Ama hiç pişman değilim
There's things I don't remember
Hatırlamadığım şeyler var
But one thing I don't forget
Ama unutmadığım bir şey var
When you're young you always think
Gençken her zaman sanırsın ki
The sun is gonna shine
Güneş her zaman parlayacak
One day you're gonna have to say hello to goodbye
Bir gün veda etmeye merhaba diyeceksin
Shout it out let someone somewhere
Bağır tüm gücünle ve birinin
Know that you're alive
Hayatta olduğunu bilmesini sağla
Take these words wear them well
Bu sözlerime güven ve sakın unutma
Live before you die
Ölmeden önce hayatını yaşa
Live before you die, hey!
Ölmeden önce hayatını yaşa
Live before you die
Ölmeden önce hayatını yaşa
You learn to love to live
Yaşamayı sevmeyi öğrenirsin
You fight and you forgive
Kavga edersin sonra affedersin
You face the darkest night
Kapkaranlık geceyle yüzleşirsin
Just live before you die
Sadece ölmeden önce hayatını yaşa Live Before You Die Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Live Before You Die Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Live Before You Die Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler