Here in the battlefield, laying still on the ground İşte burada savaş alanında, öylece yerde yatıyorum I just remember my native land. Sadece memleketimi hatırlıyorum I left on a spring sunny day Güneşli bir ilkbahar gününde terketmişim To lead my ship toward the west Gemimi batıya yöneltmek için Until we reached a green island Biz yeşil bir adaya ulaşıncaya dek Vast and desert it seemed to be. Geniş ve çorak gözüktü
A white god house we saw so far Beyaz bir tanrı evi gördük çok uzakta We attack the abbey without fear Korkusuzca manastıra saldırdık Our flames grew higher to the sky Alevlerimiz gökyüzüne yükseldi A tribute to the one eyed god. Tek gözlü tanrıya bir haraç olarak
On a cloudy autumn day Bulutlu bir sonbahar gününde A great army came to the camp Büyük bir ordu kampa geldi They brought the sign of the cross Haç işareti getirmişlerdi Steel meets steel, the cross against the hammer. Çelik çelikle çarpıştı,tokmağa karşı haç My sons shall tell of this day Oğullarım bu günü anlatacak On which their father died Babalarının öldüğü A glorious breed has been their one Şerefli bir soy onların tek varlığıdır Through their words my name will live on. Onların sözleriyle benim adım yaşayacak
Father and son, the glory will live on. Baba ve oğul,zafer yaşayacak.
My Name Will Live On Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? My Name Will Live On Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
My Name Will Live On Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler