It wasn't really sad the way they said good-bye (elveda derken gerçekten üzgün değildi) Or maybe it just hurt so bad she couldn't cry (ya da belki çok incindiği için ağlayamadı) He packed his things, walked out the door and drove away (eşyalarını topladı, kapıdan çıktı ve gitti) And she became the girl from yesterday (ve o dünde kalan kız oldu)
He took a plane across the sea (bir uçakla denizi geçti) To some foreign land (yabancı bir ülkeye) She stayed at home and tried so hard to understand (o ise evde kaldı ve anlamak için çok çabaladı) How someone who had been so close could be so far away (çok yakın olan biri nasıl bu kadar uzaklaşabilirdi) And she became the girl from yesterday (ve o dünde kalan kız oldu)
She doesn't know what's right (neyin doğru olduğunu bilmiyor) She doesn't know what's wrong (neyin yanlış olduğunu bilmiyor) She only knows the pain that comes from waiting for so long (sadece uzun süre beklemenin ne kadar acı verdiğini biliyor) And she doesn't count the teardrops (ve gözyaşlarını kabul etmiyor) That she's cried while he's away (o uzaktayken döktüğü) Because she knows deep in her heart (çünkü kalbinin derinliklerinde biliyor ki) That he'll be back someday (birgün dönecek)
The light's on in the window; she's waiting by the phone (penceredeki ışık; telefonun çalmasını bekliyor) Talking to a memory that's never coming home (asla eve gelmeyeceği anılarla konuşuyor) She dreams of his returning and the things that he might say (dönüşünü hayal ediyor ve söyleyeceği şeyleri) But she'll always be the girl from yesterday (ama o herzaman dünde kalan kız olacak) Yeh, she'll always be the girl from yesterday (evet o herzaman dünde kalan kız olacak)
The Girl From Yesterday Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? The Girl From Yesterday Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
The Girl From Yesterday Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler