Gerard:
You have come here
-Geldin buraya
in pursuit of
-Peşinde
your deepest urge,
-Derin arzularının
in pursuit of
-Peşinde
that wish,
-Umudun
which till now
-Şimdiye kadar
has been silent,
-Sessizce geldin
silent . . .
-Sessizce…
I have brought you,
-İkna ettim seni
that our passions
-Tutkumuzun
may fuse and merge –
-Birleşip kaynaşabileceğine
in your mind
-Zihninde
you've already
-Zaten sen
succumbed to me
-Yenik düştün bana
dropped all defences
-Gardını düşürdün
completely succumbed to me –
-Tamamen yenik düştün bana
now you are here with me:
-Şimdi burada benimlesin
no second thoughts,
-İkinci kez düşünmek yok
you've decided,
-Kararlısın
decided . . .
-Kararlı…
Past the point of no return
-Geç dönüşe olmayan noktayı
no backward glances:
-Geriye bakma
our games of make believe
-İnandıran oyunlarımız
are at an end . . .
-sona eriyor…
Past all thought of "if" or "when"
Geç 'eğer' ya da 'o zaman' la ilgili tüm düşünceleri
no use resisting:
-Karşı koyma
abandon thought,
-Düşünceleri bırak
and let the dream
-Ve izin ver hayaller
descend . . .
-gelsin
What raging fire shall flood the soul?
-Ruhu basacak olan azgın ateş ne?
What rich desire unlocks its door?
-Zengin arzu kapısını açan ne?
What sweet seduction lies before us . . .?
-Önümüzdeki güzel baştan çıkarma ne…?
Past the point of no return,
-Geç dönüşü olmayan noktayı,
the final threshold
-Son eşiği
what warm, unspoken secrets will we learn?
-Öğreneceğimiz samimi, konuşulmamış sırlar ne?
Beyond the point of no return . . .
-Dönüşü olmayan noktanın ardındaki…
Emmy:
You have brought me
-İkna ettin beni
to that moment
-Şu ana kadar
where words run dry,
-Kelimelerin kuraklaştığı yere
to that moment
-Şu ana kadar
where speech disappears
-Kaybolduğu konuşmaların
into silence,
-Sessizliğin içinde
silence . . .
-Sessizlikte…
I have come here,
-Buraya geldim
hardly knowing
-Neredeyse hiç bilmeyerek
the reason why . . .
-sebebini
In my mind,
-Zihnimde
I've already
-Zaten
imagined our
-hayal ettim
bodies entwining
-vücutlarımızın dolaştığını
defenseless and silent –
-savunmasızca ve sessizce
and now I am here with you:
-Şimdi burada seninleyim
no second thoughts,
-İkinci kez düşünmek yok
I've decided,
-Kararlıyım
decided . . .
-Kararlı…
Past the point of no return
-Geç geri dönüşü olmayan noktayı
no going back now:
-Gitme şimdi geriye
our passion-play
-Tutku oyunlarımız
has now, at last,
-şimdi, nihayet
begun . . .
-başlayacak…
Past all thought of right or wrong
-Geç doğru ya da yanlışla ilgili düşünceleri
one final question:
-Geri kalan tek soru:
how long should we two wait, before we're one . . .?
-Ne kadar beklemeliyiz, bir olmadan önce…?
When will the blood
-Ne zaman kan
begin to race
-akmaya başlayacak
the sleeping bud
-uyku goncası ne zaman
burst into bloom?
-çiçek açacak?
When will the flames,
-Alevler ne zaman
at last, consume us…?
-nihayet, yakıp kül edecek bizi…?
Gerard&Emmy:
Past the point of no return
-Geç dönüşü olmayan noktayı
the final threshold
-Son eşiği
the bridge is crossed, so stand and watch it burn . .
-Geçilen köprü, ayakta dur ve onun yanışını izle
We've passed the point of no return . . .
-Geçtik dönüşü olmayan noktayı
Point Of No Return Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Point Of No Return Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Point Of No Return Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler