One day I woke up woke up knowing today is the day I will die -bir gün uyandım bugün öleceğimi bilerek uyandım Cashdogg was barking went to the park and enjoyed that one last time -Cashdogg havlıyordu parka gittik ve son kez eğlendik Called my mother told her I loved her and begged her not to cry -annemi aradım ona onu sevdiğimi söyledim ve ağlamamasını rica ettim Wrote her a letter that said I'd miss her and signed that goodbye... -ona bir mektup yazdım orda onu özleyeceğim ve bunun bir veda işareti olduğu yazıyordu
You know the happiest day of my life -biliyorsun hayatımın en mutlu günü, I swear the happiest day of my life is the day that I die -yemin ederim hayatımın en mutlu günü,öldüğüm gündür
Benji:
(the day that I died) -(öldüğüm gün) Can you feel the cold tonight? -bu gece soğuğu hissedebiliyormusun? (the day that I died) -(öldüğüm gün) It sets in but it's alright -güneş batıyor ama önemli değil (the day that I died) -(öldüğüm gün) Darkness falls I'm letting go -zamanın akıp gitmesine izin verirken karanlık çöker (the day that I died) -(öldüğüm gün) All alone but I feel fine -yapayalnızım ama iyi hissediyorum
We took a drive and we drove through d.c.* -bir gezintiye çıktık ve kolombiya bölgesi boyunca sürdük To see the places we lived -yaşadığımız yerleri görmek için long conversations -uzun konuşmalar We talked of old friends and all the things that we did -eski arkadaşlardan konuştuk ve yaptığımız herşey Summer nights, drunken fights -yaz geceleri, sarhoş kavgaları Mistakes we made...did we live it right? -yaptığımız hatalar... doğru düzgün yaşadık mı?
You know the happiest day of my life -biliyorsun hayatımın en mutlu günü, I swear the happiest day of my life is the day that I die -yemin ederim hayatımın en mutlu günü,öldüğüm gündür
Benji:
(the day that I died) -(öldüğüm gün) Can you feel the cold tonight? -bu gece soğuğu hissedebiliyormusun? (the day that I died) -(öldüğüm gün) It sets in but it's alright -güneş batıyor ama önemli değil (the day that I died) -(öldüğüm gün) Darkness falls I'm letting go -zamanın akıp gitmesine izin verirken karanlık çöker (the day that I died) -(öldüğüm gün) All alone but I feel just fine -yapayalnızım ama sadece iyi hissediyorum
You know the happiest day of my life biliyorsun hayatımın en mutlu günü I know the happiest day of my life -biliyorum hayatımın en mutlu günü I swear the happiest day of my life is the day that I died -yemin ederim hayatımın en mutlu günü öldüğüm gündür
Benji:
(the day that I died) -(öldüğüm gün) Can you feel the cold tonight? -bu gece soğuğu hissedebiliyormusun? (the day that I died) -(öldüğüm gün) It sets in but it's alright -güneş batıyor ama önemli değil (the day that I died) -(öldüğüm gün) Darkness falls I'm letting go -zamanın akıp gitmesine izin verirken karanlık çöker (the day that I died) -(öldüğüm gün) All alone but I feel just fine -yapayalnız ama sadece iyi hissediyorum
Benji:
Did I live it right? -hayatı doğru düzgün yaşadım mı? I hope I lived it right -umarım doğru düzgün yaşamışımdır Did I live it right? -hayatı doğru düzgün yaşadım mı? Did I live it right? -hayatı doğru düzgün yaşadım mı? I hope I lived it right, I know I lived it right -umarım doğru düzgün yaşamışımdır, biliyorum doğru düzgün yaşadım
The Day That I Die Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? The Day That I Die Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
The Day That I Die Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler