What you see's not what you get -Gördüğün olduğun şey değildir. With you there's just no measurement -Seninle beraber, burada sadece ölçü yok! No way to tell what's real from what isn't there -Bir yol yok buradakilerden neyin gerçek olduğunu söylemek için... Your eyes they sparkle -Gözlerin, onlar pırıldarlar. That's all changed into lies that drop like acid rain -Bu yalanların içindeki tüm değişimdir, bu asit yağmuru gibi düşmektir. You washed away the best of me -En iyimi sürükledin sen. You don't care -Umursamıyorsun.
You know you did it -Biliyorsun bunu yaptın. I'm gone -Ben gittim To find someone to live for in this world -Bu dünyada yaşamak için birini bulmaya. There's no light at the end of the tunnel tonight -Bu gece tünelin sonunda hiç ışık yok! Just a bridge that I gotta burn -Sadece bir köprü, yakacağım. You were wrong -Yanlıştın(Hatalıydın). If you think you can walk right through my door -Eğer düşünürsen, doğruca kapıma doğru yürüyebilirsin. That is just so you -Bu sadece sensin... Coming back when I've finally moved on -Sonunda ben ileri giderken geri geldin. I'm already gone -Ben zaten gitmiştim.
Sometimes shattered -Bazen parçalanır. Never open -Asla açık olmaz. Nothing matters -Hiçbirşey önemli değil! When you're broken -Kırıldığın zaman That was me whenever I was with you -Bu bendim, ne zaman olursa olsun seninleydim. Always ending -Her zaman bitti. Always over -Her zaman sona erdi. Back and forth, up and down like a rollercoaster -Geri ve ileri, aşağı ve yukarı; bir dağ treni gibi... I am breaking -Bozuyorum That habit -Bu huyu Today -Bugün...
You know you did it -Biliyorsun bunu yaptın. I'm gone -Ben gittim To find someone to live for in this world -Bu dünyada yaşamak için birini bulmaya. There's no light at the end of the tunnel tonight -Bu gece tünelin sonunda hiç ışık yok! Just a bridge that I gotta burn -Sadece bir köprü, yakacağım. You were wrong -Yanlıştın(Hatalıydın). If you think you can walk right through my door -Eğer düşünürsen, doğruca kapıma doğru yürüyebilirsin. That is just so you -Bu sadece sensin... Coming back when I've finally moved on -Sonunda ben ileri giderken geri geldin. I'm already gone -Ben zaten gitmiştim.
There is nothing you can say -Söyleyebileceğin hiçbirşey yok. Sorry doesn't cut it, babe -Özür bunu azaltmaz bebeğim. Take the hit and walk away -Vuruşu al ve kaç! 'Cause I'm gone -Çünkü ben gittim. Doesn't matter what you do -Ne yaptığının önemi yok! It's what you did that's hurting you -Bu kendini incitmendir! All I needed was the truth -Tüm ihtiyacımolan grçekti. Now I'm gone -Şimdi gittim. What you see's not what you get -Gördüğün olduğun şey değildir.
You know you did it -Biliyorsun bunu yaptın. I'm gone -Ben gittim To find someone to live for in this world -Bu dünyada yaşamak için birini bulmaya. There's no light at the end of the tunnel tonight -Bu gece tünelin sonunda hiç ışık yok! Just a bridge that I gotta burn -Sadece bir köprü, yakacağım. You were wrong -Yanlıştın(Hatalıydın). If you think you can walk right through my door -Eğer düşünürsen, doğruca kapıma doğru yürüyebilirsin. That is just so you -Bu sadece sensin... Coming back when I've finally moved on -Sonunda ben ileri giderken geri geldin. I'm already gone -Ben zaten gitmiştim. I'm already gone -Ben zaten gitmiştim. Oh, I'm already gone, gone, gone, gone -Oh, ben zaten gitmiştim, gitmiştim, yoktum, gitmiştim. Already gone -Zaten giden bendim. I'm gone -Ben gittim(yokum).
Gone Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Gone Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın: