Im Ernst, glaub mir Alter, du willst keinen Stress mit mir.
Ich mach einen Anruf und schon ist meine Schwester hier.
Mit dem Fuß in der Tür, blutverschmiert, gut frisiert.
Meine Schwester kümmert sich um mich, sie meint es gut mit mir.
Fäuste wie Stahlbeton, ein Ego wie Donkey Kong.
Wenn du danach im Rollstuhl sitzt bist du nochmal davongekommen.
Deine Schwester ist zwar hübsch, aber ziemlich schwach.
Meine Schwester ist ein Stück Seife zum Frühstück.
Gerçekten, inan bana, benle başının belaya girmesini istemezsin.
Bir telefon açarım ve kız kardeşim hemen burada olur.
Kapıda bir ayak, kana bulanmış, bakımlı.
Kız kardeşim bana bakar, benim için güzel bir anlamı var onun.
Yumruklar çelikten beton gibi, bir ego Donkey Kong gibi.
Eğer sonrasında tekerlekli sandalyeye oturursan, şanslı sayılırsın.
Senin kız kardeşin tatlı olmasına tatlı ama oldukça zayıf.
Benim kız kardeşimse kahvaltıda içilecek bir çorba.
Sie pinkelt ihren Namen in den Schnee, geht vier Jahre zur Armee.
Kaum zu glauben, meine kleine Schwester kann das Alphabet
rülpsen.
Ich sag ja sie hat Temperament.
Gedanken und Gefühle, so wie jeder andere?
Sie war nie verliebt, Sex kann man sich kaufen.
Wenn sie Schmetterlinge im Bauch haben will dann isst sie Raupen.
Deine Schwester isst ein bisschen Salat.
Meine Schwester ist ein bisschen verrückt.
O kara çişiyle ismini yazar, ve dört yıl askerlik yaptı.
İnanmak zor, benim küçük kız kardeşim alfabeyi geğirerek okur.
Evet onun canlı biri olduğunu söyleyebilirim.
Düşünceler ve hisler, diğer herkeste olduğu gibi?
Hiç aşık olmadı, seks satın alınabilir.
Eğer kelebekleri karnında isterse, o tırtılları yer.
Senin kız kardeşin biraz salata.
Benim kız kardeşimse biraz çılgın.