Henüz gece olmadan gökyüzü kararıyor, Erdemli melekler ruhum için gözyaşı döküyor, Bütün çocukluk rüyaları hemen yok olmaya başlıyor, Tüm masumiyet paramparça...
Zarafetten, güzellikten düşmüş olanım.
Bin gözyaşından oluşan su, akıntıların üstünde yüzüyor, Binlerce yıllık duygu seli üstümden akıp geçiyor, Bir kez daha mezarlıktaki rüzgara dönüştüm, Boş mezardan gelen kasvetli çağrıyı duyarak...
Yüzüm bir ırmak, - Siyahın içinde boğulan gözlerimi gör! Kutsal kıyametim ve intikamım, Tabutun altında. Ölümsüz günahın son rolüne Cenaze rüzgarları tarafından götürülüyorum. Ölümle değiştirmek için terk ettiğim hayat, Bir ejderin nefesiyle şarlatanın yetiştirilmesi gibi Aşağı dünyanın yolundan geçiyorum Ölümcül sessizlikte ruhumu tamamlıyorum...