There was a time I was happy in my life -hayatımda mutlu olduğum zamanlar vardı There was a time I believed I'd live forever -sonsuza dek yaşayacağıma inandığım zamanlar vardı There was a time I prayed to Jesus Christ -Hz. İsa'ya ibadet ettiğim zamanlar vardı There was a time I had a mother -bir anneye sahip olduğum zamanlar vardı It was nice… -bu hoştu…
Nobody else would ever take the place of you -kimse senin yerini alamaz Nobody else could do the things that you could do -kimse senin yapabildiğin gibi işleri halledemez No one else I guess could hurt me like you did Başka kimse senin beni incittiğin gibi incitemez I didn't understand, I was just a kid -anlamadım, sadece bir çocuktum
[Bridge:]
Oh mother, why aren't you here with me -oh anne, neden burada, benimle değilsin No one else saw the things that you could see -başka kimse senin görebildiğin gibi göremez olayları I'm trying hard to dry my tears -gözyaşlarımı kurulamak için çabalıyorum Yes father, you know I'm not so free -evet baba, biliyorsun ki fazla özgür değilim
[Chorus:]
I've got to give it up -vazgeçmem gerek Find someone to love me -beni sevecek birini bulmaktan I've got to let it go -gitmesine izin vermeliyim Find someone that I can care for -seveceğim birisini bulması için I've got to give it up -vazgeçmem gerek Find someone to love me -beni sevecek birini bulmaktan I've got to let it go -gitmesine izin vermeliyim Find someone that I can care for -seveceğim birisini bulması için
There was a time I was happy in my life -hayatımda mutlu olduğum zamanlar vardı There was a time I believed I'd live forever -sonsuza dek yaşayacağıma inandığım zamanlar vardı There was a time I prayed to Jesus Christ -Hz. İsa'ya ibadet ettiğim zamanlar vardı There was a time I had a mother -bir anneye sahip olduğum zamanlar vardı It was nice… -bu hoştu…
[bridge] [chorus]
My mother died when I was five -annem ben beş yaşımdayken öldü And all I did was sit and cry -ve tüm yaptığım oturup ağlamaktı I cried and cried and cried all day -ağladım ve ağladım bütün gün Until the neighbors went away -komşular gidene kadar
They couldn't take my loneliness -onlar benim yalnızlığıma dayanamadı I couldn't take their phoniness -ben onların sahteliklerine dayanamadım My father had to go to work -babam işe gitmek zorundaydı I used to think he was a jerk -onun çok görgüsüz olduğunu düşünürdüm
I didn't know his heart was broken -kalbinin kırıldığını bilmiyordum And not another word was spoken -ve başka bir söz edilmedi He became a shadow of the father I was dreaming of -hayalini ettiğim bir babanın gölgesi oldu
I made a vow that I would never need -bir söz verdim ; asla.. Another person ever -başka birine ihtiyacım olmayacak. Turned my heart into a cage -kalbimi bir kafese döndürdüm A victim of a kind of rage -bir tür kurban kafesi
I gotta give it up -vazgeçmem gerek
[chorus]
Find someone that I can care for -seveceğim birisini bulması için Find someone that I can care for -seveceğim birisini bulması için
I've got to give it up -vazgeçmem gerek
I've got to let it go -gitmesine izin vermem gerek I've got to give it up -vazgeçmem gerek Oh mother, oh father -oh anne, oh baba I've got to give it up -vazgeçmem gerek
I gotta give it up -vazgeçmem gerek
Mother And Father Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Mother And Father Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Mother And Father Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler