Eres tan dura como la piedra de mi mechero, me asaltan dudas de si te quiero, eres tan fria ay como el agua, que baja libre de la montaña Çakmağımdaki ateş kadar sertsin Seni sevip sevmediğiin kuşkusu beni rahatsız eder eh sen su kadar soğuksun, dağdan özgürce inen CORO: Y no lo entiendo, fue tan efímero, el caminar de tu dedo en mi espalda dibujando un corazón, y pido al cielo que sepa comprender estos ataques de celos que me entran si yo no te vuelvo a ver.. Le pido a la luna que alumbre tu vida, la mia hace ya tiempo que yace fundida, con lo que me cuesta querer sólo a ratos mejor no te quiero será más barato, cansado de ser el triste violinista que está en tu tejado, tocando pal inglés siempre desafinado. koro: Ve anlamıyorum, çok kısaydı, sırtımda parmağını gezdirip bir kalp çizmen ve semaya sor, seni tekrar göremeyeceğimin bende oluşturduğu kıskançlığı anlamak için Ben senin hayatını aydınlatan aya sordum, benimki çoktan erimişti Seni aralıklarla sevmek bana çok pahalıya patladığından Çatındaki üzgün kemancı olmaktan bıktım İngilizler için akortsuz bi şekilde söyleyen Eres tan tenue como la luz que alumbra mi vida, la más madura, fruta prohíbida, tan diferente y parecida a la tormenta que se llevó mi vida... Hayatımı aydınlatan ışık kadar yumuşaksın En olgun ve yasaklanış meyve benim hayatımı alan fırtınaya o kadar benzer... CORO: Y no lo entiendo, fue tan efímero, el caminar de tu dedo en mi espalda dibujando un corazón, y pido al cielo que sepa comprender estos ataques de celos que me entran si yo no te vuelvo a ver.. Le pido a la luna que alumbre tu vida, la mia hace ya tiempo que yace fundida, con lo que me cuesta querer sólo a ratos mejor no te quiero será más barato, cansado de ser el triste violinista que está en tu tejado, tocando pal inglés siempre desafinado. koro: Ve anlamıyorum, çok kısaydı, sırtımda parmağını gezdirip bir kalp çizmen ve semaya sor, seni tekrar göremeyeceğimin bende oluşturduğu kıskançlığı anlamak için Ben senin hayatını aydınlatan aya sordum, benimki çoktan erimişti Seni aralıklarla sevmek bana çok pahalıya patladığından Çatındaki üzgün kemancı olmaktan bıktım İngilizler için akortsuz bi şekilde söyleyen Le pido a la luna que alumbre tu vida, la mia hace ya tiempo que yace fundida, con lo que me cuesta querer sólo a ratos mejor no te quiero será más barato, cansado de ser el triste violinista que está en tu tejado, tocando pal inglés siempre desafinado. Ben senin hayatını aydınlatan aya sordum, benimki çoktan erimişti Seni aralıklarla sevmek bana çok pahalıya patladığından Çatındaki üzgün kemancı olmaktan bıktım İngilizler için akortsuz bi şekilde söyleyen Y mientras rebusco en tu basura, nos van creciendo los enanos, de este circo que un día montamos, pero que no quepa duda: muy pronto estare liberado, porque el tiempo todo lo cura, porque un clavo saca otro clavo, siempre desafinado, y mientras rebusco en tu basura..... nos van creciendo los enanos, de este circo que un día montamos, pero que no quepa duda... Çöplüğünü karıştırırken Büyüyen cüceleri Bu sirkin, bizim bir gün kurduğumuz Kuşkusuz çok yakında özgür olacağım Çünkü zaman herşeyi iyileştirir Çünkü çivi çiviyi söker Daime akortsuz Senin çöplüğüne bakarken Büyüyen cüceleri Bu sirkin, bizim bir gün kurduğumuz Ama kuşku duyma... Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com