more productive
Çok yaratıcı
comfortable
Rahat
not drinking too much
Çok içmeyen
regular exercise at the gym (3 days a week)
Salonda düzenli egzersiz (haftada üç kere)
getting on better with your associate employee contemporaries
Akranlarınla daha iyi geçiriyorsun
at ease
İyileşmede
eating well (no more microwave dinners and saturated fats)
İyi yiyorsun (daha mikrodalga yemekleri ve doymuş yağ yok)
a patient better driver
Hasta iyi sürücü olmalı
a safer car (baby smiling in back seat)
güvenli bir araba (arka koltukta gülümseyen bebek)
sleeping well (no bad dreams)
iyi uyuyor (kabus yok)
no paranoia
paranoya yok
careful to all animals (never washing spiders down the plughole)
Bütün hayvanlara karşı dikkatli (asla delikten örümcek atmıyor)
keep in contact with old friends (enjoy a drink now and then)
Eski dostlarla görüşmeye devam (bir içki için sonra)
will frequently check credit at (moral) bank (hole in wall)
sıklıkla kredi kardını kontrol et (duvarda delik)
favours for favours
İyilik için iyilik
fond but not in love
İlgili ama aşık değil
charity standing orders
Yardım kuruluşu emir veriyor
on sundays ring road supermarket
pazarları süpermarkette yol uzun
(no killing moths or putting boiling water on the ants)
(öldüren pervaneler yok ya da karıncalara kaynar su)
car wash (also on sundays)
(araba yıkama (pazargünleri yine)
no longer afraid of the dark
Daha karanlıktan korkmak yok
or midday shadows
Ya da gün ortası gölgeleri
nothing so ridiculously teenage and desperate
Çok ergence ya da umutsuzca bir şey yok
nothing so childish
Çocukça bir şey yok
at a better pace
iyi bir hızda
slower and more calculated
Daha yavaş ve daha hesaplı
no chance of escape
Kaçış şansı yok
now self-employed
Kendi işi
concerned (but powerless)
(ilgili (ama güçsüz
an empowered and informed member of society (pragmatism not idealism)
ortaya çıkan ve toplumu bilgili üyesi (pragmatizm, idealistlik değil)
will not cry in public
Ortada ağlamaz
less chance of illness
Az hastalık riski
tires that grip in the wet (shot of baby strapped in back seat)
Islakça duran lastikler (arka koltukta bantlı bebek vuruşu)
a good memory
iyi bir hatıra
still cries at a good film
İyi bir filme hala ağlıyor
still kisses with saliva
Salyalarla öpüşüyor hala
no longer empty and frantic
Daha boşluk yok ve delilik
like a cat
Kedi gibi
tied to a stick
Çubuğa bağlı
that's driven into
Onu delirten
frozen winter shit (the ability to laugh at weakness)
donmuş kar bokuna (zayıflığa gülme yeteneği)
calm
fitter, healthier and more productive
sakin, uyan, sağlıklı ve yaratıcı
a pig
domuz
in a cage
kafeste
on antibiotics
antibiyotikli
Fitter Happier Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Fitter Happier Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Fitter Happier Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler