J'ai pas l'âme d'un sioux et l'oreille sur les rails
Siyu kabilesi ruhu yok bende ve kulaklarım raylarda değil (Siyu,bir kızılderili kabilesidir,”kulaklarım raylar da değil” ifadesiyle
tren geliyor mu diye kulağını raylara dayayıp dinlemek kastediliyor)
J'entends pas les remous le bruit de la ferraille
Yankılanmaları ve hurda demirlerin gürültüsünü duymuyorum
J'ai pas l'âme de l'indien qui saurait prendre garde
Bir gün tren-her günkü tren, istasyona girdiğinde
Lorsqu'un jour entre en gare le train-train quotidien
Uyanık olmayı bilen bir kızılderili ruhu yok bende
J'ai pas l'âme du fermier qui écoute les piverts
Yeşil ağaçkakanları,kışı haber veren yer altı yuvasının
Les mouvements du terrier qui annonce l'hiver
Hareketlerini dinleyen çiftçinin ruhu yok bende
J'ai pas l'âme paysanne qui entend le cheval hennir
Atların kişnemesini dinleyen köylü ruhu yok bende
Je suis comme la sœur Anne
Kızkardeşim Anne gibiyim
je ne vois rien venir
Hiçbirşeyin geldiğini görmüyorum
j'suis du clan des miros
Ben gözleri iyi görmeyenler grubundanım
il y'a sur nos carreaux Un voile de buée, une sorte de nuée,
Gözlerimizin önünde buğudan bir örtü,bir çeşit bulut var
Peut-être parce que dehors m'est froid, notre décor
Belki dışarısı,bizim çevremiz bana soğuk olduğu içindir
Dedans il fait plus chaud
İçerde hava daha sıcak
J'ai pas l'âme du marin qui sait lire les étoiles
Yıldızları anlamayı bilen bir denizcilik ruhu yok bende
Et c'truc dans le tarin le fera réduire la toile
Ve burnumdaki bu şey ona yelken indirtecek
J'ai pas l'âme du briscard qui a les yeux qui se plissent
Buruşmuş gözleri olan bir yaşlı askerin ruhu yok bende
Sa vieille cicatrice pressent le mauvais rencard
(Bu askerin) eski yara izleri kötü randevuyu hızlandırıyor
(Kötü randevu: ölümle randevu anlamında)
Mais j'ai l'âme de l'étourdi qui s'prend les réverbères
Ama sokak lambalarına tutulan şaşkın bir ruhum,
L'regard trop engourdi pour jouer les belvédères
Teras katlarda oynamak için fazla uyuşuk bir bakışım var
Dans le clan des aveugles tomber c'est alunir
Körler topluluğunda düşmek yere inmektir
On vit un peu tout seul
Biraz tek başımıza yaşarız
on ne vois rien venir
Hiçbirşeyin geldiğini görmeyiz
j'suis du clan des miros
Ben gözleri görmeyenler grubundanım
il y'a sur nos carreaux un voile de buée, une sorte de nuée,
Gözlerimizin önünde buğudan bir örtü,bir çeşit bulut var
Peut-être parce que dehors m'est froid notre décor
Belki dışarısı,bizim çevremiz bana soğuk olduğu içindir
Dedans il fait plus chaud
İçerde hava daha sıcak
Le Clan Des Miros Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Le Clan Des Miros Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Le Clan Des Miros Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler