They said that it was snowing in astounded tones upon the news.
Haberlere göre şaşırmış bir tonda kar yağıyordu
I wonder why they're always so surprised 'cos every year it snows.
Neden böyle şaşırdılar ki çünkü her yıl kar yağar
Frozen images of snowploughs as they churn along the motorways.
Kar temizleme araçlarının buzlu resimleri, otoyollarda çalkanıyordu
I haven't had no boots to wear or any loot to spare for days and days.
Giyecek botum yoktu ya da günlerce yağmalalayacağım yedekler yoktu
I've travelled more than forty miles today, I must have grown some wings.
Günde 40 milden fazla seyahat ettim, kanatlarımın büyümesi gerekirdi
It's strange how time just seems to fly away, I can't remember things.
Zamanın nasıl da uçup gitmesi garip, bir şeyleri hatırlayamıyorum
In a world of my own they say and who can blame them, they're just not the same.
Kendi dünyamda derler ki ve onları suçlayanlar, aynı değiller
I've known about it all along though I thought I was all wrong, and it's such a shame.
Yanıldığımı düşünmeme rağmen her şeyi biliyordum, ve bu utanç vericiydi
Why don't you have any brushes any more, I used to like your style.
Neden artık fırçan yok, eskiden stilini severdim
I see no paintings anywhere and there's no smell of turpentine.
Hiçbir yerde resim görmüyorum ve terebentin kokusu yok
Did I really have no meaning? Well I never thought I'd hear those words from you.
Hiç anlamım yok mu? Bu kelimeleri senden duyacağımı hiç düşünmemiştim
Who needs a meaning anyway, I'd settle anyday for a very fine view.
Kimin anlama ihtiyacı var ki, güzel bir manzara için herhangi bir gün kurulurum
I couldn't even tell you all the changes since you saw me last.
Beni en son görmenden sonraki değişiklikleri anlatamadım sana
My dreams were like the autumn leaves, they faded and they fell so fast.
Hayallerim sonbahar yaprakları gibiydi, soldu ve hızla düştüler
In fact as you say the snows are here and how the time it slips away.
Hatta kar yağdığını söylediğinde ve zamanla nasıl kayıp gittiğini
But I'm glad you did pass by, I think I'll have another try. It's another day.
Ama bir uğramana sevindim, sanırım bir daha denerim, başka bir gün
The day and then the night have gone, it was not long before the dawn,
Gündüz ve gece bitti, şafakta çok önce değildi
And the travelling man who sat so stiffly in his chair began to yawn.
Ve gezen adam bükülmeden oturdu ve esnemeye başladı
Having kept me here so long my friend, I hope you have a sleeping place to lend,
Burada çok tuttun beni arkadaşım, umarım yatacak bir yerin vardır
but the painter he just smiled and said: I'll see you in a while, this one has no end.
Ama ressam gülümsedi ve dedi ki: Yakında göreceğim seni, bunun sonu yok.
No End Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? No End Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın: