You Kill Everything You Love
Sevdiğin Herşeyi Öldürüyorsun
Theres no point in being careful
Dikkatli olmanın anlamı yok
Ill burn bridges anyway
Nasılsa köprüleri yakacağım
Theres no point in talking vicious
Gaddar konuşmanın anlamı yok
(Ive) nothing cutting left to say
Kalp kırıcı hiçbir şeyim kalmadı söylenecek
Ive achieved my own survival
Hayatta kalmayı başardım
Ive refined my own sweet hell
Kendi tatlı cehennemimi tasviye ettim
Theres no point in craving beauty
Güzelliği çok istemenin amacı yok
When youll tear me anyhow
Sen nasılsa beni koparacakken
If I look you in the eye
Eğer gözlerinin içine bakarsam
I swear Ill die
Yemin ederim ki öleceğim
Cos you kill everything you love
Çünkü sen sevdiğin herşeyi öldürüyorsun
Should I scar my face?
Yüzümü yaralamalı mıyım?
To find some peace
Biraz huzur bulmak için
While you kill everything you love
Sen sevdiğin herşeyi öldürürken
Theres no point in sitting silent
Suskun oturmanın manası yok
Theres no reason to stay calm
Sakin kalmak için neden yok
Ive no means to look resentful
Kırgın görünmek için yöntemlerim yok
(Cos) everybody you will charm
(Çünkü) sen herkesi cezbedeceksin
(Im) crowded out by stupid duty
aptal bir görevle dışarı itelendim
Smothered dead by your disdain
senin küçümsemenle ölümüne boğuldum
Theres no point in shouting angry
Kızgın bağırmanın bir yararı yok
(Cos) theres no reason i should stay
(Çünkü) kalmamı gerektiren bir sebep yok
Bu döküman AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com