you're wrong, fucked and overrated
(yanlış, s*kilmiş ve gereğinden fazla değer verilmişsin)
i think i'm gonna be sick and it's your fault
(sanırım kusacağım ve bu senin suçun)
this is the end of everything, you are the end of everything
(bu herşeyin sonu, sen herşeyin sonusun)
i haven't slept since i woke up
(uyandığımdan beri hiç uyumadım)
and found my whole life was i lie, motherfucker
(ve bütün hayatımın bir yalan olduğunu gördüm, anasını s*ktiğim)
this is the end of everything, you're the end of everything
(bu herşeyin sonu, sen herşeyin sonusun)
shallow skin, i can paint with pain
(ince deri, acıyla boyayabilirim)
i mark the trails on my arms with your disdain
(omuzlarımdaki çizgilerin üzerinden geçiyorum senin burnu büyüklüğünle)
everyday it's the same, i love, you hate
(her gün aynı, ben seviyorum, sen nefret ediyorsun)
but i guess i don't care anymore
(ama sanırım daha fazla takmayacağım)
fix my problems with the blade
(sorunlarımı bıçakla yontuyorum)
while my eyes turn from blue to gray
(gözlerim maviden griye dönerken)
god, the worst thing happened to me today
(tanrım, bugün en kötü şey başıma geldi)
but i guess i don't care anymore...
(ama sanırım daha fazla takmayacağım...)
you're wrong, fucked and overrated
(yanlış, s*kilmiş ve gereğinden fazla değer verilmişsin)
i think i'm gonna be sick and it's your fault
(sanırım kusacağım ve bu senin suçun)
this is the end of everything, you are the end of everything
(bu herşeyin sonu, sen herşeyin sonusun)
i haven't slept since i woke up
(uyandığımdan beri hiç uyumadım)
and found my whole life was i lie, motherfucker
(ve bütün hayatımın bir yalan olduğunu gördüm, anasını s*ktiğim)
this is the end of everything, you're the end of everything
(bu herşeyin sonu, sen herşeyin sonusun)
my flaws are the only thing left that's pure
(sorunlarım geriye kalan tek şey, safça)
can't really live, can't really endure
(yaşayamıyorum, dayanamıyorum)
everything i see reminds me of her
(gördüğüm herşey bana onu hatırlatıyor)
god i wish i didn't care anymore
(tanrım gerçekten takmamış olmayı dilerdim)
the more i touch, the less i feel
(dokundukça hissizleşiyorum)
i'm lying to myself that it's not real
(kendime bunun gerçek olmadığı yalanını söylüyorum)
why is everybody making such a big fucking deal?
(neden herkes büyük bir dağıtım içinde?)
i'm never gonna care anymore
(bir daha asla takmayacağım)
what the hell am i doing?
(ne cehennem yapıyorum?)
is there anyone left in my life?
(hayatımda birileri kaldı mı?)
what the fuck was i thinking?
(ne s*kim düşünüyorum?)
anybody want to tell me i'm fine?
(birileri bana iyi olduğumu söylemek ister mi?)
where the hell am i going?
(hangi cehenneme gidiyorum?)
do i even need a reason to hide?
(saklanmak için sebebe ihtiyacım var mı?)
i am only betrayed
(ihanet edilmişim)
i am only conditioned to die
(ölmeye şartlanmışım)
Everything Ends Çeviri, AkorMerkezi.com'da yayınlanmıştır. http://www.akormerkezi.com
İçerik Kısa Linki:
Beğendiniz mi? Everything Ends Çeviri sayfasını Şimdi paylaşın:
Everything Ends Çeviri için Komoçotoko'dan Gelenler