Merhaba nalân... bu sen misin Yoksa sen mi sandım; Biri çimdiklesin beni Şöyle ışığa gel de göreyim Beni dümdüz eden O yalandan da yalan gözlerini
Merhaba nalân Amortiden mi çıktın güzelim Bak yine şapşal ettin bizi Oysa ne güzel unutmuştuk Ve ne güzel sona ermişti O gerzek pembe dizi
Hani, son bölümde sen yamuk yapıp Fabrikatör nubar bey'in Tarabya köşküne gitmiştin Hani, arkadaşım halit akçatepe'nin yanında Beni acayip refüze etmiştin Ve işte o an gözümde Eskicinin bile almadığı Bir eski eşya gibi, bitmiştin
Merhaba nâlan Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu Merhaba, artist olma hayallerinin İkinci sınıf karakter oyuncusu
Vay anasını sayın seyirciler Vay anasını be... vay anasını Bak, şimdi ağlarım ha Tez kapatsın biri Gözlerimin bozuk vanasını
Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda Ve o gün, nubar bey'in çarpıp kaçtığı Bir hayvancağızdı inleyen Yol kenarı çamurunda
Ve hep kendine ayırdığın O bencil yüreğin Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı
Merhaba nâlan... merhaba Yoksul mahallemizin en havalı kızı Merhaba, yanlış ağlara takılmış Muhteşem deniz yıldızı
Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi Dolardım da bir türlü yağamazdım Sen bana bakınca Bir ağlamak düğümlenir boğazımda Gurur yapar, ağlamazdım
Ne düşkündüm sana be Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış Aynen öyle Ne tutkuydu bizimkisi be Hani ferhat dağları nasıl delermiş Aynen öyle Ve o nasıl gidişti be Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş Aynen öyle
Of nâlan of Sen benim neler çektiğimi bilsen Bunu bilmekten ölürdün Şu kadarını söyleyeyim: Hani taş olsan Yani taş olsan; Ortadan ikiye bölünürdün
Gitme nâlan, dur Tekrar gitme ne olur Aldırış etme saçma sapan sözlerime Yoo... hayır, ağlamıyorum Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime
Belki de sen haklıydın Bu mahallede ne bahtın açılır Ne de boyun uzardı Üstelik annen ölmüştü Ve sokağınız Acını kaldıramayacak kadar dardı
Terso gidiyordu herşey Milllet işi-gücü bırakmış Aklını bize takıyordu Altımızda çul yoktu Üstümüzde dam akıyordu Arap kızı camdan bakıyordu
Sen gittikten sonra ben Hiç sorma El attığım her işi, çok geçmedi batırdım Çünkü seni unutmanın tek yoluydu; Bütün kazancımı şaraba yatırdım
Ama gelinliğin duruyor Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım Yalanım varsa kalkmayayım şuradan: Ben seni bir tek gün Bir tek gün bile unutmadım